Dönüştürme Bilinci ve İslami Hareket-Ali Değirmenci. Ekin Yayınları, 1998
"Kur'an, bütün insanlara ve topluluklara, Allah kaynaklı, köklü, kuşatıcı ve evrensel bir çağrıda bulunmak ve bu eksende oluşacak bir kulluk anlayışıyla örnek bir toplum oluşturmak için gelmiştir." Sayfa 7
"Allah'ın dini, hayatın her alanını kuşatan bir içerik ve kapsamlılığa sahipse, birilerinin sürekli salt vicdanlara ve belli mekanlara hapsetmeye çalıştığı bu yüce ve dönüştürücü aydınlığı gün ışığına çıkarmak, onu hayata açmak ve onun mücadele zeminini zinde ve kuşatıcı bir şekilde tesis etmek zorunludur." Sayfa 8
"Kur'an'ın ilkeleri ile şekillenerek yeryüzündeki olumsuzluklara, sömürüye ve insanlığı Rabb'inden uzaklaştıran anlayışlara karşı el birliğiyle mücadele vermek, böylece değerli ve şerefli bir yaşayışa ulaşmak gerekmektedir." Sayfa 9
"Yapılması gereken, halihazırdaki değişme ve gelişmelere şu veya bu şekilde 'ayak uydurmak' değil, İslami sorumluluklarımızın farkında olarak, bireysel ve toplumsal hayatı bu mihverde kurmaya yönelik bir aydınlanma, uğraş ve mücadele edebilme zindeliğine ulaşabilmektir." Sayfa 20
"Siyasal İslamın iflası' gibi iddiaların aksine İslami mücadele öbekleri, sömürüden, egemen Batılı sistemden ve onun yerli işbirlikçilerinden toprağını, halkını, kültürünü, kaynağını, emeğini, kişiliğini geri alma savaşını da vermektedir." Sayfa 24
"Ortadoğu devletleri, daha genel nedeniyle 'yeni sömürgeciliğin' nüfusu altında bulunan Müslümanların yaşadıkları ülkeler; halen 'hukuk ve adalet, insan hakları, sosyal ve ekonomik kalkınma' gibi sorunlarını çözebilmiş değiller. Bir bakıma bu durum, toplumsal duruş ve aidiyet anlayışı ile devlet aygıtının uyumsuzluğunu göstermekte, sömürge kalıntısı istikrarsızlıklara çok geniş bir alan bırakmaktadır." Sayfa 25
"İslami manada uzun zamandır değişmeyen, hala buna açık olmayan, hayata ve dünyaya karşı edilgen kalan, çelişkilerle dolu, tembellik, durağanlık ve sinikliği kimi bireylerinin adeta genlerine işlemiş toplumlarda yaşıyoruz." Sayfa 26
"Bilim ve tekniğin ilerlemesine, maddi dünyanın bütün sınırları zorlamasına eşdeğer olarak, insanoğlunun hırçınlığı, bedbinliği ve yalnızlığı da sürekli artmaktadır. Bütün alanlarda kendi eliyle yaptığının sömürgesi haline gelmiş bulunan insanlık, belki de hiçbir zaman bugünkü kadar mutsuz ve umutsuz olmamıştır." Sayfa 39
"Kendisini kirletip tüketen ve artık suçüstü yakalanan 'uygar vicdan', bir bakıma kabahati başkalarının üstüne atabilme telaşıyla kendi fasit dairesinin dışına çıkıp yeni dünya düzenleri oluşturmaya çabalarken bile çıkarcılığından, buyurganlığından ödün vermemektedir." Sayfa 42
"Her şeyi, amiyane tabiriyle 'kafaya takmayı' göğüsleyemeyen ve zaten böyle bir performansa da sahip olamayan insanlar, bu durumda hiçbir şeye aldırmamakta, önemsememekte ve büsbütün duyarsızlığa meyletmektedirler." Sayfa 42
"Kapitalist egoizme dayalı mülkiyet ve kışkırtılmış aidiyet anlayışı, insani ve kamusal faydaları, katılım ve paylaşımı, dostluk ve dayanışmayı basite indirgemekte, hırslı ve tamahkar olmayı ise hastalık derecesinde kuvvetlendirmekte, 'birbirinin kurdu' olan insanların türemesine, marufun bitimine ve münkerin egemenliğine zemin hazırlamaktadır." Sayfa 44
"Kur'an'ın kendisine gösterilen saygı ve gördüğü yüzeysel, içeriksiz hürmet ile gerçek anlamda okunup anlaşılması ve hayata geçirilip eylemleştirilmesi arasında tarih boyunca olduğu gibi bugün de ters bir orantının olduğu söylenebilir. Zira kendilerini bu kitaba nispet eden, ona iman ettiğini söyleyen milyonlarca insanın, halen bu kadar duyarsız, bu kadar cahil ve ufuksuz, bu kadar teslimiyetçi ve ruhsuz olması, sömürülmeye, ezilmeye ve yönlendirilmeye bu kadar elverişli hale getirilmesi başka türlü izah edilemez." Sayfa 55
"Yaşadığımız toplumda, hatta ümmet düzeyinde, İslam'a samimi ve fakat yeterli bilgi ve bilinçten yoksun olarak bağlanan insanların sayısı küçümsemeyecek bir yekün oluşturmaktadır.
Halbuki Kur'an, peşine düşülen şeyin bilinmesini istemekte, kuru taklitçilikten ve atalar dinini çağrıştıran unsurlardan kaçınmayı öğütlemekte, amelleri salih kılan ögenin salih inanç olduğunu çeşitli bağlamlarda ısrarla vurgulamaktadır." Sayfa 61
"Salih inanca sahip olmayı bir iddia olmaktan çıkarmak, ancak salih amellerle ve mücadeleyi üstlenme konusundaki istek ve kararlılıkla mümkündür." Sayfa 64
"Bir taraftan yeryüzündeki en güçlü ve en sağlıklı bilgiye/inanca sahip olduğunu söyleyip, diğer taraftan hoşgörüsüz, özeleştiriye kapalı, kuşatıcılıktan ve istişare temelinden uzak şartlı reflekslere sahip olmak, üzücü ve endişe verici bir tutumdur.
Müslümanlar, merhameti önce kendilerine göstermek, birbirlerini dinlemeye ve anlamaya çalışmak zorundadırlar.' Sayfa 66
"İnançları uğrunda hayatlarını feda edebilen insanlara yönelik medyanın kirli ve saptırıcı yorumları, benzer bakış açılarıyla Müslümanım diyen insanlar tarafından da sahiplenebilmektedir." Sayfa 79
"Kur'ani bir netlik ve anlayış oluşmayınca ya da belli bir zaman sonra körelince, geçim sıkıntısı, düzenin baskısı ve korku salması, ailenin ve yakın çevrenin olumsuz bakış açısı gibi katlanarak büyüyen dünyevi engeller, ne yazık ki Müslümanları kimi zaman -Allah'ın koyduğu sınırların ötesinde- açıkça dünyayı sevmeye ve ölümden korkmaya sevk edebilmektedir." Sayfa 80
"Vahiy bir taraftan kendi aydınlığını, mesajını yerleştirmeye çalışmakta, diğer taraftan da bu mesajın karşısında konumlanan insanları ve toplulukları kuşatan, tahrif olmuş dini anlayışlarla şirk, atalar dini, Dehrilik, diktatörlük gibi zulüm ve ifsad içeren dünya görüşü ve sistemlerle tarihi akış içinde tartışmaktadır." Sayfa 116
"Kendi kadınlarını yeterince aydınlatamamış, onların düşünce, duyarlılık ve güçlerini siyasi, sosyal ve kültürel hayatta dolaşıma sokamamış, onlarda birliktelik, istişare ve mücadele etme sorumluluğunu tesis edememiş yapılanmaların, topluma yönelmeleri ve toplumu dönüştürme iddiasında bulunmaları da büyük bir eksikliktir." Sayfa 118
"Allah'ın kitabını öğrenip yaşamayı önceleyen herkeste farklı güzellikler ve kabiliyetler bulunmaktadır ve bunların uyumlu bir şekilde tevhid çatısı altında bütünleşmesiyle yürüyen bir Kur'an toplumunun teşekkülüne yaklaşılacaktır." Sayfa 121
"Kur'an, kaynak ve ölçü olarak alınmadığı, ilahi mesaj odağa alınarak Kur'ani müslümanlaşma olmadığı ve bu hassasiyet yaşatılamadığı için, tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de değişik İslami anlayışlar, izlekler, ekoller, fırka ve meşrepler hayat bulmaktadır." Sayfa 128
"Uyanış ve direnişi, yaşanan coğrafyanın fiili işgaline veya büyük ölçekli bir zulüm ve baskı atmosferinin oluşumuna endekslemek, bir kurtarıcı veya karizmatik bir lider beklemek, belki sadece zillet durumunun devamını sağlayacaktır." Sayfa 151
"Son Elçi Hz Muhammed ve etrafındaki İslami hareket, İslami davanın vahiy eşliğinde yaşanabilirliğini, uygulanabilirliğini gösterdiler." Sayfa 178